Kuşaklar

Kuşak kelimesinin birden fazla anlamı olmakla birlikte günümüzde daha popüler olarak toplumdaki bireylerin 25-30 yıllık yaş aralıklarını ifade eden bir kavram olarak kullanılmaktadır. Nesil olarak da bilinen bu olgu, sosyologlar tarafından bireylerin doğum tarihlerine göre kişilik yapılarında meydana gelen belirgin farklılıklar ya da benzerliklere göre sınıflandırılmıştır.

Kuşaklar arasındaki farklılıkların ya da benzerliklerin bireylerin kendi dönemlerinde yaşadıkları tarihsel, kültürel olaylara göre biçimlendiği gözlenmiş, aynı yıllarda yaşayan, aynı sosyal ve kültürel ortamları paylaşmak zorunda kalan insanların davranış kalıplarındaki aşırı benzerlikler ya da aralarındaki belirgin farklılıklar bu kuşakların sınıflandırılmasını kolaylaştırmıştır.

Kapitalist ekonominin ve küreselleşmenin de etkisiyle gelişen teknoloji beraberinde kuşakların her birinde farklı değer yargıları ve davranış biçimleri oluşmasına neden olmuş, bu farklılıklar yaşadığı dönemin politik, ekonomik ve kültürel olayların bireyde yarattığı davranış, düşünce ve duyguların bir süre sonra alışkanlık haline gelerek ortak bir kişilik özelliği oluşmasına neden olmuştur.

Günümüzde sosyologlar tarafından farklı özellikleri belirlenerek isimleri konulan kuşaklar sırasıyla; “Sessiz Kuşak” (1925-1945 doğumlular), “Baby Boomers” (1946-1964 doğumlular), “X Kuşağı” (1965-1979 doğumlular), “Y Kuşağı” (1980-1999 doğumlular) ve “Z Kuşağı” (2000-2012 doğumlular) olarak ayrılmıştır.

Sessiz Kuşak (1925-1945 doğumlular)

Bu kuşağın kültürel özellikleri içinde en belirgin olanları geniş aile yapıları, yerel sosyal ortamlar ve yoğun komşuluk ilişkileridir. Geleneksel bir yaşam tarzının ön planda olduğu bu anlamda geleneğin, örf ve adetlerin bireyler açısından önemli olduğu bir kuşak olan “Sessiz Kuşak” bireyleri geleneksel ve baskıcı bir ortamda yetiştikleri için toplumsal olaylara karşı sessiz kalmışlardır. Tam da bu nedenle bu kuşağın adına “Sessiz Kuşak” denir. II. Dünya Savaşı’na tanık olan bu nesil, otoriteye saygı duyan saygı duymanın ötesinde otoriteye inanan bireylerden oluşur. Yokluk içinde büyüdükleri için aşırı tutumlu ve elindekilerle yetinmeyi bilen insanlardan oluşur. “Sessiz Kuşak” Otoriteye karşı saygılı oldukları için iktidarlar açısından uyumlu bir kuşaktır. Diğer nesillere göre daha ciddi ve aşırı kadercidirler. Savaş ve yokluk gibi olumsuzluklar yaşadıkları için hayatın kendilerine getirdiklerini sorgulamadan kabul etmişlerdir. Bu kuşaktaki çoğu birey evlilik kavramına insanın hayatını düzenleyen bir olay olarak bakmıştır bu nedenle aşk beklentisinin olmadığı mantık evliliklerinin yoğun olduğu bir kuşktır. Bu dönemde yaşanan evlilikler daha çok saygı üzerine kurulduğu için boşanmaların çok sık görülmediği geleneksel evliliklerdir. Yaşam felsefeleri yaşamak için çalışmaktır.

Baby Boomers (1946-1964 doğumlular)

Başka bir yaşamak için çalışmak felsefesine sahip kuşak ise Baby Boomers kuşağıdır. Bu kuşak II. Dünya Savaşı’nın ardından 1946-1964 yılları arasında doğan büyük bir nesildir. Türkçede Bebek Patlaması anlamına gelen bu neslin ismi, II. Dünya Savaşı’nın ardından aşırı derecede artan bebek doğum oranlarından gelir. Dünyanın insan hakları hareketlerini yoğun olarak hissettiği, radyonun altın çağını yaşadığı, Türkiye’nin ise ihtilalin ve çok partili dönem sancılarının içinde olduğu döneme denk gelen yıllardır. Bu dönemde doğan kişilerin oluşturduğu bu kuşak ekonomik büyümenin, refahın, mal ve hizmetlere olan özlem duygusunun ağır bastığı bir kuşaktır. Baby Boomerlar, kendinden önceki yokluk çeken “Sessiz Kuşak” da yaşamış olan ebeveynlerinin aksine büyüyen kapitalizmle birlikte tüketimi seven bir nesil olarak bilinir. Bu nedenle kazandıkları her kuruşu harcamakla ünlüdürler. Bu nesil Amerikan filmlerinde de gördüğümüz her garajda iki arabası olan ilk Batılı nesildir. Çalışma hayatına önem veren bir nesil olan Baby Boomers kuşağı sadakat duyguları yüksek, kanaatkâr ve aynı zamanda bir yerde uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Ayrıca çevrenin korunması için savaşan ilk nesil de onlardır.

Baby Boomersların dikkatini tabii ki sadece çevre çekmedi; Vietnam Savaşı, 1960’ların toplumsal hareketleri, kadın hakları, medeniyet karşıtı hareketler ve teknolojik devrim gibi birçok tarihsel olaya tanık oldukları için özellikle toplumsal olaylara ilk baş kaldırı, idealizm ve yeniliklere açık olma gibi özellikler taşırlar. Baby Boomers, genellikle çalışkan, öğrenmeye açık ve hırslı olarak tanımlanırken, teknoloji konusunda diğer kuşaklara göre çok tembel bir nesildir. Günümüzde Baby Boomers’ın birçokları artık emekli olmuş olsa da ekonomik anlamda nüfusun önemli bir kesimidir. Ayrıca bu nesil aynı anda anne, baba ve çocuklarına bakmak zorunda kalmış bir nesil olduğu için sorumluluk bilinci gelişmiştir. Çalışmak onlar için önceliklidir, bu nedenle iş ahlakı yüksek bir nesildir. Kendilerinden önceki nesillere göre daha rahat bir ortamda büyüdükleri için dünyayı değiştirme ve toplumsal gelişmelerde söz hakları olmuş olan bir nesildir.

X Kuşağı (1965-1979 doğumlular)

“X Kuşağı”, 1965-1979 yılları arasında doğan kişileri ifade eder. Bu nesil, Baby Boomers’ın ardından gelen kuşaktır. X Kuşağı, dünya tarihinde en fazla olaya tanık olan nesil olarak bilinir. Soğuk Savaş’ın ardından Berlin Duvarı’nın yıkılması, AIDS salgını, depremler, ihtilaller, Ortadoğu savaşları, teknolojik devrim ve 11 Eylül saldırıları gibi olaylar, bu neslin kişilik yapısını şekillendirmiştir.

Bu kuşak çalışkan, kuralcı ve başarıya odaklı bir yapıya sahiptir. Toplumsal sorunlara karşı duyarlı, iş motivasyonları yüksek otoriteye saygılıdırlar. “X Kuşağı” insanları kendi sorunlarını kendileri çözmeye alışmıştır bu nedenle de kendilerine güvenleri ve iş yapabilirlikleri daha yüksektir. Baby Boomers’a kıyasla daha bağımsız, yeniliklere açık olarak bilinirler. Çalışma hayatında görev insanıdırlar. Başarıya önem verirler. Teknoloji bu dönemde yavaş yavaş geliştiği için yeni teknolojilere hızla adapte olabilme becerileri vardır. Bu nedenle, “X Kuşağı” diğer kuşaklara göre teknolojiyi en etkin şekilde kullanabilen bireylerden oluşur.

“X Kuşağı” rekabeti seven bir nesildir fakat aşırı şüpheci oldukları için çevresindeki insanlara çabuk güvenmezler. Otoriteye karşı kısmen saygılı olan bu nesil, yaşamak için çalışmaları gerektiğini bilirler bu nedenle iş hayatında sorumluluk bilinci yüksek bireylerden oluşur. Farklı ırk ve dindeki insanlara önceki nesillere kıyasla daha hoşgörülüdürler. Ayrıca duygusal bir nesil olarak bilinen “X Kuşağı” aşka ve romantizme inanan son nesildir diyebiliriz. Bu yüzden ilişkilerinde romantizm ararlar. Bireyselliklerine önem verseler de evlilik kavramına inanan bir nesil olan “X Kuşağı” için az çocuk yapmak, daha iyi bir yaşam şartı demektir. Bu yüzden “X kuşağı” en az çocuk sayısına sahip olan alilerden oluşur. Bu kuşağın en önemli özelliklerinden birisi de kadınların erkeklerden daha eğitimli olduğu ilk kuşaktır. Eğitimli annelerin eğitime önem veren çocuklar yetiştirdiği bir nesildir. Aile kavramına önem verseler de aileden ziyade arkadaşları ile birlikte büyümüşlerdir. Bu nedenle, aileye olan bağlılıkları diğer kuşaklara göre daha azdır.

Y Kuşağı (1980-1999 doğumlular)

“Y Kuşağı”, 1980-1999 yılları arasında doğan bireyleri ifade eder. Bu nesil, “X Kuşağının” ardından gelen kuşaktır. Türkiye’de 1980 ihtilal sonrası çocukları olarak ifade edilen “Y Kuşağı” çocukları PC’nin ve GSM teknolojilerinin doğduğu, bireysel, rahat ve küreselleşmeye başlayan kapitalist dünyanın çocuklarıdır. Yaşam şartlarında meydana gelen değişim ve dönüşümler, “Y Kuşağının” diğer kuşaklardan farklı beklentilere, ümitlere ve tercihlere sahip olmalarını beraberinde getirmiştir.

Bu kuşak internetin kullanılmaya başlandığı bir döneme denk gelir bu yüzden bir çok dijital yeniliğin gelişimine şahit olmuşlardır. Böylesi bir ortamda büyüyen “Y Kuşağı” diğer kuşaklardan daha fazla teknolojiyle iç içe büyümüş, interneti hayatlarının her alanında kullanmışlardır.

Bireyselci bireylerden oluşan bu kuşak çalışma hayatı için bencil bir kuşak olarak bilinir, özel hayatlarına daha fazla önem vermeleri nedeniyle esnek çalışma saatlerini severler. Eğlenmeyi ve uyumayı seven bir kuşak olan “Y Kuşağı” çoğunlukla kendi hayatlarına önem verdikleri için başkalarının hayatlarıyla pek ilgilenmezler.

Günümüzde Y kuşağının eğlence, gezme, yaşama, yeni şeyler deneme, başarı, para, alışveriş, ne istediğini bilme, az çalışıp çok kazanma, hayallerinin peşinden koşma ve çevresine değil de kendisine zaman ayırma unsurlarına önem verdikleri dikkat çekmektedir. Narsist, bencil, bireyci ve girişimcilerdir.

“Y Kuşağı” diğer kuşaklara göre evlilik kavramına en uzak nesildir. “X Kuşağının” aksine aşka ve romantizme asla inanmazlar hatta bu konuları çokta gülünç bulurlar. Bu yüzden Y kuşağı aşkı mobil hayatın içine dahil eden ilk kuşaktır. Hatta bu nedenle çoğu kısa ilişkilere ya da uzun mesafeli aşka inanır. Evlenseler bile ya az çocuk yapma ya da hiç çocuk yapmama eğilimdedirler. Ekonomik koşullar nedeniyle evlilik ve çocuk sahibi olma yaşı diğer nesillere göre daha yüksektir. Bu nedenle “Y Kuşağı” ya çok geç evlenir ya da pek genelleme içinde dahil tutulmasa da evlenip en fazla birkaç yıl sonra boşanırlar diğer nesillere göre en erken boşanma yaşına sahip olan bir nesildir. Bu özellikleri nedeniyle “Boşanma Kuşağı” olarak da adlandırılırlar.

Kolay kolay tatmin olmayan, sorgulayıcı ve girişimci bir kuşak olan “Y Kuşağı” otoriteye karşı agresif bir tavır sergilemekten çekinmezler. Büyüklerinden ziyade kendi yaşlarında olan insanların görüşlerine daha fazla önem verirler. Bireysel hayata inandıkları için “kaliteli yaşamak” felsefesine inanırlar. Modaya önem veren ve kaliteli yaşamanın modayı takip etmek olduğunu düşünen bir nesil olarak bilinirler.

Z Kuşağı (2000-2012 doğumlular)

“Z Kuşağı”,  2000-2012 yılları arasında doğan bireyleri ifade eder. Yani “X Kuşağı”‘nın çocuklarıdır. Bu nesil, “Dijital Natives” olarak da adlandırılır, çünkü diğer kuşaklardan farklı olarak, hayatlarının neredeyse tamamını dijital teknolojilerin içinde geçirmişlerdir. Bu yüzden belki de insanlık tarihinin el, göz, kulak ve motor becerileri en yüksek olan neslidir.

Z Kuşağı, internet ve mobil cihazlar gibi teknolojilerin içinde büyüdükleri için yaratıcılığa izin veren aktivitelerden hoşlanırlar. Sonuç odaklıdırlar. Bu nedenle, teknolojiyi diğer kuşaklardan daha etkin bir şekilde kullanırlar ve en çok dijital dünyada kendilerini rahat hissederler.

“Z Kuşağı” kendinden önceki “Y Kuşağı” gibi bireyselcidir fakat onlardan daha derin bir farkındalıkları vardır. Bu farkındalıkları çeşitliliğe saygılı olma, toplumsal sorunlara duyarlılık, yenilikçilik, özgürlükçü düşünce yapısı gibi özelikleri de beraberinde getirmiştir. Cinsiyet ayrımına asla inanmayan “Z Kuşağı” hatta eşcinsel kavramını ve bu ayrımı çokta gülünç bulurlar. İnsanların cinsel eğilimlerinin farklı olması onlar için farklı bir anlam ifade etmez.

“Z Kuşağı” diğer kuşaklara kıyasla daha bağımsız işler içinde olmak istemektedir. Geleneksel iş modellerine bağlı kalmak yerine, yaratıcılıklarını kullanabilecekleri serbest çalışma ve yenilikçi iş modellerine daha açıktırlar.

Geleneksellikten uzak, yaratıcı bir kuşaktır. Teknoloji onlar için olmazsa olmazdır. Özgürlüğe inanan “Z Kuşağı” otoriteye karşı saldırgan veya umursamaz bir tavır sergilemektedir.


Yorum bırakın