Özgürlüğün Tercümesi

İslam dünyası bir zamanlar özgürlüğün tercümesini yapmıştı. Bu tercümelerle, özgür düşünceyi yalnızca bulmakla kalmamış bir dönem insan aklının kurduğu en cesur cümleleri kurmuşlardı. Fakat bu özgürlük, siyasetle dinin birbirine dolandığı yüzyıllar içinde korunamadı. Akıl bir süreliğine tahtta oturdu fakat acımasız siyaset gelip özgür düşünceyi sessizce alıp kenara bıraktı. Belki de en trajik olan ise özgür … More Özgürlüğün Tercümesi

Faydacılık (Utilitarizm)

Faydacılık (Utilitarizm), iyi ve kötünün ne olduğuna dair yüzyıllardır süren felsefi arayışın önemli bir durağını temsil eder. Fakat biz yazımıza öncelikle insan oğlunun anlam arayışından başlayacağız. Çünkü insanın anlam arayışı, onun eylemlerini, tercihlerini ve değer yargılarını şekillendiren temel pusuladır. İnsan, hangi eylemin “iyi” hangi eylemin “kötü” olduğunu anlamaya çalışırken önce bilmek ve anlamak zorundadır. Aristoteles, … More Faydacılık (Utilitarizm)

Bilinçten Devlete Uzanan Yolculuk

İnsan varoluşunun ilk anlarından itibaren hep bir anlam arayışı içinde olmuştur. Bu çabası dünyayı anlama ve anlamlandırma çabasıdır. İnsanın bu anlam arayışında ona eşlik eden ve tüm yolculuğunu bir ayna gibi yansıtan ise en başta kendi bilincidir. İnsanın bilinci, bir aynadır ve bu ayna hem kendini hem de başkalarını yansıtır. Felsefe tarihinde, bilinç ve bilincin … More Bilinçten Devlete Uzanan Yolculuk

Düşündürüldüğümüz Özgürlük

Özgür bir iradeye sahip olduğumuzu düşünmüyorum sadece özgür bir iradeye sahip olduğumuzu “düşündürüldüğümüz” bir sistemin içinde yaşıyoruz. Evet, “Düşündürüldüğümüz” dedim. Özgür olduğumuzu “düşündürüldüğümüz” bir sistemin hatta çok güzel kurgulanmış bir illüzyonun içindeyiz. İçinde yaşadığımız bu sistemin yaratıcıları bizim özgür olduğumuzu düşünmemizi istiyor. Bilincimizi, düşünce yapımızı, hayat tarzımızı hatta hissettiğimiz duyguları bile kendi özgür irademizle seçtiğimizi … More Düşündürüldüğümüz Özgürlük

Hiçliğin Gölgesinde

Ben değişiyorum, dönüşüyorum yaptığım her seçimle farklılaşıyorum. Ben neysem o değilim, ne değilsem oyum. Benim hikayem ne yeni başladı ne de bitmek üzere. Oyun sahnemi ben seçiyorum. Gerçekliğim bugüne kadar milyarlarca kez değişti, değişiyor ve yaşadığım sürece değişmeye yazgılı. Modern felsefe özellikle fenomenoloji “Gerçeklik” kavramını “Gerçek olan şey, bize nasıl görünüyorsa odur.” cümlesiyle çözdü. Çünkü … More Hiçliğin Gölgesinde

Öznenin Anlam Arayışı

Doğduğumuz günden beri, sonlu olduğunu bildiğimiz ama o sona ne zaman ulaşacağımızı bilemediğimiz bir hayat yaşıyoruz. Bu varoluşumuzu ise yaşadığımız tek mekan olan ve adına “Dünya” dediğimiz yerde gerçekleştiriyoruz. Martin Heidegger bu yere “içine fırlatıldığımız” yer diyordu. Jean-Paul Sartre ise onu, kendi tercihimizle gelmediğimiz ama içindeyken “özgürlüğe mahkum” olduğumuz yer olarak tanımlıyordu. Albert Camus’nün dünya … More Öznenin Anlam Arayışı

Kral Oidipus’tan Etik Yaşama: Hegel’in Antigone Çıkmazı

Sophokles’in “Antigone” adlı oyunu, Thebai Kralı Oidipus’un çocukları arasında yaşanan çatışmaların ardından gelişen trajik olayları konu alır. Bu ünlü Yunan tragedyası, devlet otoritesi ile bireysel vicdan arasında yaşanan çatışmayı derinlemesine işler ve bu iki ilkenin bir araya geldiğinde nasıl bir felakete yol açabileceğini gözler önüne serer. Bu yönüyle Antigone, yalnızca bir Antik Yunan tiyatrosu değil, … More Kral Oidipus’tan Etik Yaşama: Hegel’in Antigone Çıkmazı

Postulatlarımız

Postulat; geometri, matematik ve mantık gibi disiplinlerde, doğruluğu açıkça kabul edilen ve bu nedenle kanıt gerektirmeyen önermelerdir. Genellikle aksiyom terimiyle eş anlamlı olarak da kullanılır. Temel olarak bir önermenin postulat kabul edilebilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir; Doğruluğu Kabul Edilir: Herhangi bir kanıta ihtiyaç duymadan doğru olduğu varsayılır. Kanıtlanamaz: Sistemin içinde başka önermelerden türetilemez … More Postulatlarımız

Kategoriler

Bir şeyi düşünmeden önce onu nasıl düşüneceğimizin koşulları vardır. Tıpkı bir nesneyi görebilmek için göz kapaklarımızın açık olması gerektiği gibi düşünceyi de mümkün kılan zihinsel göz kapaklarımız vardır: bunlar kavramlar ve kategorilerdir. Kavramlar ve kategoriler olmadan biz herhangi bir şeyi düşünemeyiz. Bu yazıda, düşünmenin iskeleti olan kavramları ve bu kavramların sınıflandırılmasını sağlayan kategorileri hem Aristoteles’in … More Kategoriler

Pierre-Joseph Proudhon: Mülkiyet Anlayışı

“Bir şeyin sahibi olmak, bize onu istediğimiz gibi kullanma hakkı verir mi?” işte bu yazıda tam olarak bu soruya cevap arayacağız. “Sahip olmak” ne anlama gelir? Bu kavramı, mülkiyet çerçevesinde inceleyerek anlamaya çalışacağız. Mülkiyetin bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini düşünerek, sahip olmanın gerçekten neyi ifade ettiğini sorgulayacağız. 19. yüzyıl Fransız ekonomist ve düşünürlerinden Pierre-Joseph Proudhon, … More Pierre-Joseph Proudhon: Mülkiyet Anlayışı

Panta Rhei

“Panta Rhei”!  Güzel ve derin bir kavramdır. Filozof Herakleitos‘a atfedilen ve “her şey akar” anlamına gelen kadim bir ifadedir. Evrendeki tek sabitin değişim olduğu fikrini özetler. Gerçekten de hiçbir şey kalıcı değildir; her şey sürekli hareket eden, oluşan ve yok olan bir akış halindedir. Tarih boyunca felsefeden, maneviyata, bilime ve sanata kadar çeşitli disiplinlerde yankı … More Panta Rhei

Değişimin Diyalektiğine Felsefi Bir Bakış

Her gün bir şey, bir şey her gün değişir. Bu yüzden her şey hem kendisidir hem de değildir. Eğer Herakleitosçu düşünürsek “Her şey akar (Panta Rhei)” o halde, her şey sürekli bir dönüşüm, oluş ve yokoluş durumundadır. Evrendeki her şeyin dönüşümüne neden olan “Değişim” toplumsal bir varlık olan insanın bugüne kadar geçirdiği evrelere de etki … More Değişimin Diyalektiğine Felsefi Bir Bakış

David Hume: Nedensellik Eleştirisi

Felsefe tarihinde düşünce dünyasının kilit noktası ve belki de en büyük yol ayrımı Immanuel Kant ve onun Transandantal Felsefesidir. Kant öncesi felsefenin temelleri büyük ölçüde Platon ve Aristoteles düşüncelerinin mirası üzerine kurulmuştu. Hatta Antik Yunan sonrası Hristiyan ve İslam felsefesi teolojileri bile genel anlamda Platon ve Aristoteles’in düşüncelerinin etkisi altında şekillenmişti. 1781 yılına gelindiğinde ise … More David Hume: Nedensellik Eleştirisi

Aklın Çağrısı: Vahşetten Aydınlanmaya

İnsanoğlu var olduğu günden beri dünyayı anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştı. Fakat yaşadığı bu dünya durmadan değişen dönüşen farklılaşan bir dünyaydı. Bu durmadan değişen dünyada cevabını bilmediği çok şey oluyordu. O ise cevabını bilmediği, etrafında olup biten her şeyi merak ediyor, merak ettikçe de kafasındaki soruların cevabını bulmaya çalışıyordu. Bilim dediğimiz şey de insanın bu merakından … More Aklın Çağrısı: Vahşetten Aydınlanmaya

Önsöz

Bu blog sayfamda okuduğum kitaplardan, takip ettiğim yazılardan ve yaşadıklarımdan süzülen düşüncelerle, “İçimden Geçen Cümleler” paylaşmak istiyorum. Yazılarımın büyük bir kısmı felsefe üzerine olacak. Ama şunu en baştan belirtmeliyim ki; eğer felsefe 2500 yıllık geçmişiyle büyük bir okyanus ise bu sayfada yer alacak olan yazılarım o büyük okyanusun içinden süzdüğüm damlalar olacak. Akademik derinlikten ziyade, … More Önsöz