Yabancılaşma

Modern insan teknolojik yaşamın kaotik yapısı içinde kendi içine dönerek, iç dünyasıyla birlikte dış dünyayı deneyimleyebilme yetisini unuttu. Dünyayı görme biçimimiz değişti. Artık insanlar öz’e değil, yalnızca göze çarpana, sadece gördüklerine odaklanıyor. Oysa gerçekten görmek, sadece gözle değil, bilinçle, kalple ve deneyimle mümkün değil midir? Unutmayalım ki gördüğümüz, dokunduğumuz, hissettiğimiz her şey yalnızca dış dünyaya … More Yabancılaşma

Değişimin Diyalektiğine Felsefi Bir Bakış

Her gün bir şey, bir şey her gün değişir. Bu yüzden her şey hem kendisidir hem de değildir. Eğer Herakleitosçu düşünürsek “Her şey akar (Panta Rhei)” o halde, her şey sürekli bir dönüşüm, oluş ve yokoluş durumundadır. Evrendeki her şeyin dönüşümüne neden olan “Değişim” toplumsal bir varlık olan insanın bugüne kadar geçirdiği evrelere de etki … More Değişimin Diyalektiğine Felsefi Bir Bakış

Johann Gottlieb Fichte

Bir önceki yazımızda 18. yüzyılın sonları ile 19. Yüzyılın başlarında Immanuel Kant’ın Transandantal Felsefesinden hemen sonra, Kant’ın Eleştirel Felsefesinin ilk kritiği olan “Saf Aklın Eleştirisi” kitabının basımıyla birlikte Kant’ın felsefesini hem eleştirmek hem de geliştirmek amacıyla Johann Gottlieb Fichte, Friedrich Wilhelm Joseph Schelling ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel gibi filozofların katkılarıyla Alman İdealizm Felsefesinin başladığını … More Johann Gottlieb Fichte

Mutlak Ruh: Hegel Felsefesindeki En Yüce Gerçeklik

Georg Wilhelm Friedrich Hegel, felsefi sistemini evrensel bir bütünlük üzerine inşa etmişti. Bu sistemin zirvesinde ise “Mutlak Ruh,” vardı. Hegel’in felsefesinde Tin, Geist, İde, Mutlak, Mutlak Zihin adını verdiği “Mutlak Ruh” kavramı, evrenin nihai gerçeğini ve en yüksek bilinç düzeyini temsil eden temel bir öğedir. Evrende var olan en yüksek bilinç düzeyidir ve evrenin bütününü … More Mutlak Ruh: Hegel Felsefesindeki En Yüce Gerçeklik